Muhalif Analiz / İnanç Uysal
Çünkü haberin içeriğinde görüyoruz ki icra konusu olan 2000 liraya kadar borçları alacaklı olan şirketler silmeyecek, onun yerine borçları devlet ödeyecek. Yani 6 milyon vatandaşın ödeyemediği ya da ödemediği borçları geri kalan vatandaşlar ödeyecek demek bu aslında. Zorunlu dayanışma yani. Dayanaşalım elbette sorun yok da bu borçları ödemeyenler de ödeyemeyenlerin asıl biçimde ayrıldıklarından emin olsak iyi olurdu. Dahası geçen gün AKP'li Metin Külünk'ün Twitter’dan sorduğu gibi neden hep millet ödüyor bu bedelleri de, deli gibi kar eden tedarik firmaları taşın altına elini sokmuyor mesela. Ya da yüzde 13’le Merkezden para alıp vatandaşa yüzde 40’la satıp, yüzde 800 kar eden bankalar sırtlarından para kazandıkları halka bir koltuk çıkmıyorlar.
Özetle bu kanun çıkarsa yine bizi bize finanse ettirecekler gibi…
Peki bu haber şöyle de verilebilir miydi mesela: "Türkiye'de temel ihtiyaçlarını karşılayamadığı için icralık olan 6 milyon aile var." Çünkü bahsi geçen kişi başı rakam 2000 liranın altı, yani mesela en fazla kışın 2 bilemedin 3 aylık doğalgaz faturası demek bu rakam. Ayrıca telefonu dışarıda tutarsak bu 6 milyon kişi ifadesini kolaylıkla 6 milyon hane olarak revize edebiliriz. Türkiye de toplam 19 milyon 481 bin aile var, bunun altı milyonun temel ihtiyaçlar nedeniyle icralık olduğu bilgisinin bazı medya organlarında müjde başlığı ile haber olmasını ise hiçbir şekilde tevil edemeyiz.
Olayı bir de şöyle ifade edelim isterseniz. 2500 lira gibi artık günümüzde çok düşük bir rakama tekabül eden bir miktarı bile ödemeyen insan; bunu gerçekten veremeyecek bir pozisyondadır. Yani zevki olarak bu meblağı ödemiyor değil de şüphe götürmez şekilde çaresiz durumdadır. Çünkü bu tutar asgari ücretin bile yarısı etmiyor artık. Peki devlet parayı vatandaştan zaten alamayacaksa bu ödemelerin gerçekleşmesi kimin işine gelir? Tabi ki alacaklı olan kurumların. Yani acaba 6 milyon kişinin icra borcu mu siliniyor, yoksa şirketlerin alacakları mı temin ediliyor?
Çünkü haberin içeriğinde görüyoruz ki icra konusu olan 2000 liraya kadar borçları alacaklı olan şirketler silmeyecek, onun yerine borçları devlet ödeyecek. Yani 6 milyon vatandaşın ödeyemediği ya da ödemediği borçları geri kalan vatandaşlar ödeyecek demek bu aslında. Zorunlu dayanışma yani. Dayanaşalım elbette sorun yok da bu borçları ödemeyenler de ödeyemeyenlerin asıl biçimde ayrıldıklarından emin olsak iyi olurdu. Dahası geçen gün AKP'li Metin Külünk'ün Twitter’dan sorduğu gibi neden hep millet ödüyor bu bedelleri de, deli gibi kar eden tedarik firmaları taşın altına elini sokmuyor mesela. Ya da yüzde 13’le Merkezden para alıp vatandaşa yüzde 40’la satıp, yüzde 800 kar eden bankalar sırtlarından para kazandıkları halka bir koltuk çıkmıyorlar.
Özetle bu kanun çıkarsa yine bizi bize finanse ettirecekler gibi…
Peki bu haber şöyle de verilebilir miydi mesela: "Türkiye'de temel ihtiyaçlarını karşılayamadığı için icralık olan 6 milyon aile var." Çünkü bahsi geçen kişi başı rakam 2000 liranın altı, yani mesela en fazla kışın 2 bilemedin 3 aylık doğalgaz faturası demek bu rakam. Ayrıca telefonu dışarıda tutarsak bu 6 milyon kişi ifadesini kolaylıkla 6 milyon hane olarak revize edebiliriz. Türkiye de toplam 19 milyon 481 bin aile var, bunun altı milyonun temel ihtiyaçlar nedeniyle icralık olduğu bilgisinin bazı medya organlarında müjde başlığı ile haber olmasını ise hiçbir şekilde tevil edemeyiz.
Olayı bir de şöyle ifade edelim isterseniz. 2500 lira gibi artık günümüzde çok düşük bir rakama tekabül eden bir miktarı bile ödemeyen insan; bunu gerçekten veremeyecek bir pozisyondadır. Yani zevki olarak bu meblağı ödemiyor değil de şüphe götürmez şekilde çaresiz durumdadır. Çünkü bu tutar asgari ücretin bile yarısı etmiyor artık. Peki devlet parayı vatandaştan zaten alamayacaksa bu ödemelerin gerçekleşmesi kimin işine gelir? Tabi ki alacaklı olan kurumların. Yani acaba 6 milyon kişinin icra borcu mu siliniyor, yoksa şirketlerin alacakları mı temin ediliyor?