Günlük burç yorumlarımıza buradan ulaşabilirsiniz.
Astroloji yıldızlardan hüküm çıkarma sanatıdır. Gökyüzü ve yeryüzü arasındaki eşzamanlılığa dayalı bir dişil sanattır. Astroloji ye göre gezegenler, yıldızlar sistemi yönetmez fakat kendi aralarında yaptıkları açılanmalar, hareketler yeryüzündeki varoluşla senkronizedir, dolayısıyla bu hareketleri okumak, yeryüzünde olan biten ile ilgili fikir sahibi olmamızı sağlar. İnsanlığın ortak kültürününün ürettiği mitoloji , antropoloji, sosyoloji ve psikoloji bilgisi ile doğrudan kavramsal olarak eşleşen bir dili ve ruhsal gelişimi ile doğrudan örtüşen gezegensel süreçleri vardır. Örneğin 40 yaş civarı (36-44) gelen bir yetişkin ergenliğinin Astolojik açıklaması jenerasyon gezegenlerinin üçünün birden natal pozisyonlarına yaptığı eş zamanlı sert açılardır. Bu süreci kaçınılmaz şekilde dönüştürücü kılar, halk arasında buna ‘kırkından sonra azmak’ dense de aslında bu tam anlamıyla gerçek öze yaklaşmak için gerekli olan öğrenilmiş toplumsal klişelerden, psişenin bir şekilde kendisini ayrıştırma sürecidir. Burada gerekli olan kırılma ve dönüşüm enerjisini, varolan hayat düzenlerinin kırılması, bozulması veya kişinin acizlik, güçsüzlük ve etkisizlik deneyimlemesi bu gezegenlerin sembolizmalarına da uygun şekilde gerçekleşir.
Kısa Astroloji Tarihi
İnsanların, en eski zamanlardan beri doğa olaylarına anlam verme dürtüsü daima var olmuştur. Gerek merak gerekse hayret insanların gökyüzü hareketlerini inceler hatta yorumlar hale gelmesini sağlamıştır. Göksel hareketlerin tekrarı insanların olayları anlamlandırmasında oldukça etkili olmuş, hatta bu olaylar çoğunlukla uyarı-alamet olarak yorumlanmıştır. Bilinen en eski kaynaklar da – M.Ö 15.000 yıllarına ait olduğu sanılan- hayvan kemiklerine Ay’ın fazları kazınmıştır.
Astrolojinin tarihi, kişisel olarak hayatı anlamlandırmanın yanı sıra birçok dinle iç içedir. Göksel hareketler, Güneş ve Ay’ın hareketleri dinsel ritüeller içinde kullanılmıştır. Günümüzde dahi pekçok kültürde Güneş’in doğumu aydınlığı ve doğumu anlatırken, batımı ise karanlığı ve ölümü çağrıştırmaktadır.
Eski çağlarda ‘’Müneccimlik’’ olarak görülen astroloji gerçekte gelecekten haber vermez. Sadece gezegensel hareketlerin önceden hesaplanılabilirliği olasılıkları tahmin seviyesinin bir miktar üstüne çıkarır doğal olarak ve öngörü yapılabilir hale getirir. Bu öngörüsel teknikler ile bilincin seviyesine göre oldukça faydalı şekilde kullanılabilir, sonuçta zamanın enerjisine dair önemli bir tahmin gücü vardır. Evrenin-Kozmosun içinde yer alan tüm gezegenlerin, yıldızların, formuna, işleyişine göre yorumlar. Günümüze kadar birçok uygarlıkta, dönemsel, kendine has teknikler bulunmaktadır.
Astroloji yıldızlardan hüküm çıkarma sanatıdır. Gökyüzü ve yeryüzü arasındaki eşzamanlılığa dayalı bir dişil sanattır. Astroloji ye göre gezegenler, yıldızlar sistemi yönetmez fakat kendi aralarında yaptıkları açılanmalar, hareketler yeryüzündeki varoluşla senkronizedir, dolayısıyla bu hareketleri okumak, yeryüzünde olan biten ile ilgili fikir sahibi olmamızı sağlar. İnsanlığın ortak kültürününün ürettiği mitoloji , antropoloji, sosyoloji ve psikoloji bilgisi ile doğrudan kavramsal olarak eşleşen bir dili ve ruhsal gelişimi ile doğrudan örtüşen gezegensel süreçleri vardır. Örneğin 40 yaş civarı (36-44) gelen bir yetişkin ergenliğinin Astolojik açıklaması jenerasyon gezegenlerinin üçünün birden natal pozisyonlarına yaptığı eş zamanlı sert açılardır. Bu süreci kaçınılmaz şekilde dönüştürücü kılar, halk arasında buna ‘kırkından sonra azmak’ dense de aslında bu tam anlamıyla gerçek öze yaklaşmak için gerekli olan öğrenilmiş toplumsal klişelerden, psişenin bir şekilde kendisini ayrıştırma sürecidir. Burada gerekli olan kırılma ve dönüşüm enerjisini, varolan hayat düzenlerinin kırılması, bozulması veya kişinin acizlik, güçsüzlük ve etkisizlik deneyimlemesi bu gezegenlerin sembolizmalarına da uygun şekilde gerçekleşir.
Kısa Astroloji Tarihi
İnsanların, en eski zamanlardan beri doğa olaylarına anlam verme dürtüsü daima var olmuştur. Gerek merak gerekse hayret insanların gökyüzü hareketlerini inceler hatta yorumlar hale gelmesini sağlamıştır. Göksel hareketlerin tekrarı insanların olayları anlamlandırmasında oldukça etkili olmuş, hatta bu olaylar çoğunlukla uyarı-alamet olarak yorumlanmıştır. Bilinen en eski kaynaklar da – M.Ö 15.000 yıllarına ait olduğu sanılan- hayvan kemiklerine Ay’ın fazları kazınmıştır.
Astrolojinin tarihi, kişisel olarak hayatı anlamlandırmanın yanı sıra birçok dinle iç içedir. Göksel hareketler, Güneş ve Ay’ın hareketleri dinsel ritüeller içinde kullanılmıştır. Günümüzde dahi pekçok kültürde Güneş’in doğumu aydınlığı ve doğumu anlatırken, batımı ise karanlığı ve ölümü çağrıştırmaktadır.
Eski çağlarda ‘’Müneccimlik’’ olarak görülen astroloji gerçekte gelecekten haber vermez. Sadece gezegensel hareketlerin önceden hesaplanılabilirliği olasılıkları tahmin seviyesinin bir miktar üstüne çıkarır doğal olarak ve öngörü yapılabilir hale getirir. Bu öngörüsel teknikler ile bilincin seviyesine göre oldukça faydalı şekilde kullanılabilir, sonuçta zamanın enerjisine dair önemli bir tahmin gücü vardır. Evrenin-Kozmosun içinde yer alan tüm gezegenlerin, yıldızların, formuna, işleyişine göre yorumlar. Günümüze kadar birçok uygarlıkta, dönemsel, kendine has teknikler bulunmaktadır.